Bu yazımda sizlere ülkemizde önemli bir pazar payına ve ürün çeşitliliğine sahip olan Fujifilm’in amiral gemisi modellerinden Fujifilm X-H1 ve 100-400mm ikilisinin detaylı testini aktaracağım. Bu testin amacı Fujifilm X-H1 gövdenin Fujifilm 100-400mm objektif ile yaban hayat fotoğrafçılığında nasıl bir performansa sahip olduğunun belirlenmesi. Yani tüm test boyunca asıl hedef kuş ve yaban hayat fotoğrafçılığında elde edilen sonuçlar üzerine olacak. Ancak bu test yazısı yine de tüm kullanıcıları tatmin edecektir.
Fujifilm aynasız fotoğraf markalarından birisi olarak ülkemizde önemli bir yere sahip. Retro görünümlü tasarımları ile fotoğraf tutkunlarını kendisine çekmeyi başarıyor. Özellikle sokak, portre, manzara ve hayatın akışı içerisinde yakalanan fotoğraf çekimlerinde başarılı sonuçlara imza attığı için sevilerek kullanılıyor. Ancak kuş ve yaban hayat fotoğrafçılığı alanında tüm diğer aynasız model üreten markalar gibi Fujifilm de biraz geride kalıyor. Bunun nedeni ise; tele objektif portföylerinin zayıf olması.
Fujifilm Türkiye yetkilileri video gücü ve AF performansı yüksek olan X-H1 modelini kuş ve yaban hayat fotoğrafçılığı özelinde test etmemi istediler. ”Bu noktada eksiklerimiz var ise bunları görmek ve ürünlerimizi bu noktada da geliştirmek istiyoruz” dediler. Açıkçası ”bize eksiklerimizi gösterin ve ürünümüzü gerçek anlamda test edin demeleri” benim markaya olan bakışımı değiştirdi. Bu markanın kendisine olan güveninden öte kullanıcılarına değer verdiklerinin ve özellikle onlardan gelen geri dönüşleri önemsediklerinin bir göstergesi bence. İsterseniz test detaylarına geçelim…
Fujifilm X-H1 Fotoğraf Makinesi
Gövde
Fujifilm X-H1 retro görünümlü ve sağlam bir gövde yapısına sahip. DSLR gövdeler gibi kalın olmayan yapısı sayesinde daha az yer kaplıyor ve özellikle objektif takılı değilken çantada kendisine yer bulmakta zorlanmıyor. Magnezyum alaşımdan yapılan gövde darbelere karşı dayanıklı üretilmiş. Ayrıca toz ve neme karşı da koruma sağlıyor. -10 derece soğukta çalışacak biçimde üretilmiş. Kauçuk kaplaması ve tanecikli yapısı elit bir görünüm sunuyor.
Yumuşak lastik kaplamalı elektronik vizor parlak ve geniş görüş sunuyor. Konuyu görmek ve takip etmekte sorun yaşanmıyor. Vizörün hemen önünde bulunan sensör sayesinde gözünüzü vizöre yaklaştırdığınız anda LCD ekrandaki görüntü vizöre geçiyor. Bu seçenek farklı durumlar için ayarlanabiliyor. Gövde üzerinde dahili flaş bulunmuyor.
İlk defa Fujifilm kullanacak olanlar için çekim modlarına ve tuşlara alışmak biraz zaman alabilir. Ancak bu süre gayet kısa. Çünkü az sayıda olan düğmeler ve ayar dişlileri tam da olması gerektiği yerde. Arka kısımda poz kilitleme ve AF tuşları ile çekilen görüntüleri izleme ve silme tuşları bulunuyor. Arka sağ kısımda menü tuşu ve etrafında 4 adet kısa yol tuşları bulunuyor. Ayırca joystick benzeri küçük bir tuş da fotoğraflar ve AF noktaları arasında gezinmeyi hızlı ve kolay hale getiriyor. Q tuşu ile mevcut ayarlarınızın tamamını ekranda toplu halde görebiliyor istediğinizin üzerine gelerek değişikliği hızlıca yapabiliyorsunuz. Bu sevdiğim bir özellik.
LCD Ekran
Fujifilm X-H1 de 3.0” boyutunda, 1.04k, hareketli LCD bulunuyor. Bu ekran 90 derece yukarı, 45 derece aşağı ve 60 derece sağa sola hareket edebiliyor. Bir çok durum için yeterli olmakla birlikte daha hareketli ve 180 derece dönebilen bir LCD ekran daha kullanışlı olabilir diye düşünüyorum. Özellikle tam kameranın yan kısmından çekim yapmak gibi bir ihtiyacım olmuştu kamuflaj içerisindeyken. Her yöne ve tam geriye dönebilen bir LCD ekran harika olurdu.
LCD ekran üzerinden dokunarak netleme ve fotoğraf çekimi yapılabiliyor. Ormanın içerisinde kamuflajdayken arkamdan gelen geyiğin fotoğrafını arkama dönmeden ekran üzerinden çekebilmiş olmak benim için tarifsiz bir mutluluk oldu. İsteğe bağlı olarak LCD ekranın dokunmatik özelliği kapatılabiliyor. Bu sayede kazara dokunmaların önüne geçilmiş oluyor.
Ayar Düğmeleri
Fujifilm X-H1’in üst kısmında enstantane ve iso değerleri için iki adet büyük dairesel düğme bulunuyor. Bu düğmeler sayesinde iso ve enstantane değerlerini manuel olarak ayarlayıp istediğiniz özel pozlama değerlerini elde edebiliyorsunuz. Filmi fotoğraf makineleri dönemiden kalma bu nostaljik yapı salt fotoğraf keyfine katkıda bulunuyor. Bu düğmelerin altındaki çarklardan ise çekim hızlarını ve pozlama modlarını ayarlayabiliyorsunuz.
Üst kısımda ayrıca çekim modlarını gösteren mat ve şık bir ekran bulunuyor. Bu ekranı özellikle çok beğendiğimi söylemeliyim. Çok rahat okunuyor ve kapalıyken de yazılar duruyor. Kare formdaki ekran farklı ve kullanışlı. Deklanşör ise kendisinden ayrıca bahsedilmeyi hak ediyor. Neredeyse dokunmatik hassasiyetinde olan deklanşör fotoğrafı çekmek istediğiniz anda dokunduğunuz gibi çekimi yapıyor. Neredeyse hiç gecikme yok. Hatta ayarlardan çekimin kısa bir süre öncesini de kaydetmesini sağlayabiliyorsunuz. Konuyu netleyip çekim yapmadan beklemek için deklanşöre biraz alışmak lazım. Kısa sürede bu hassasiyete alışmak mümkün.
Görüntü Kalitesi
Fujifilm X-H1’in kalbinde Full Frame olmayan 24.3MP APS-C, X-Trans CMOS III sensör bulunuyor. Bu sensörde alçak geçiş filtresi bulunmadığı için daha keskin fotoğraf elde edilmesine olanak tanıyor. Sensör, X-Processor Pro işlemci ile çok detaylı ve kaliteli fotoğraf çıktısı sağlıyor. Ayrıca hazır olarak entegre edilmiş film benzetim renk ayarları sayesinde efsane Fujifilm renklerine ulaşmak da mümkün.
Genç Erkek Alageyik, 210mm, f/8, 1/20sn, iso:200. Fujinon 100-400mm
Fotoğraf kalitesi noktasında Fujifilm X-H1 beklendiği gibi oldukça iyi kalite sunduğunu söylemeliyim. Az ışık şartlarında dahi oldukça doğru renkler ve güzel detaylar alabildim. Filtre olmaması ve 24.3mp gibi bolca piksel sunması sayesinde uzak konularda dahi keskinlik ve detay almak mümkün oluyor. Kuş ve yaban hayat fotoğrafçılarının en çok yapmak zorunda kaldıkları şeylerden birisi de fotoğraflarda krop yapmaktır. Çünkü yabani hayvanlar genelde insanlardan uzak kalmayı tercih ederler. Çektiğim fotoğraflarda krop sonrasında bile hala detay alabilmek mutluluk verici.
Dinamik aralık noktasında Fujifilm X-H1 yeterli bir performans sunuyor. Özellikle dramatik çekimler yapmak ve etkili manzara fotoğrafları için elinizde bolca detay bulunuyor. Geniş dinamik aralık sayesinde karanlıkta kalan veya fazla pozlanmış alanlardan hala detay elde etmek mümkün oluyor.
Yukarıdaki görsel ne demek istediğimi daha iyi özetliyor. Orijinal fotoğrafta karanlıkta kalan kuş photoshopta +6 ev değerinde açılınca hala detaylarını korumayı başarıyor. Özellikle siyah renk gibi detayların zor korunduğu renklerde dahi oldukça başarılı sonuçlara ulaşılabilmiş olması Fujifilm X-H1’in ne kadar başarılı bir dinamik aralık sunduğunu açıkça gösteriyor.
Yüksek ISO Performansı
Fujifilm X-H1 standart olarak 200-12.800 iso değerlerini sunuyor. Özel durumlar için 100-51.200 iso değerlerine zorlanabiliyor. Bu değerlerde çekim yapmak demek aslında olmayan bir iso değerinin taklidini istemek demek. O nedenle doğal aralıkta kullanmak en doğrusu. Yaptığım çekimlerde çok krop yapılmadığı takdirde 6.400 iso değerlerinde dahi kullanışlı sonuçlar aldım. Geniş dinamik aralık sayesinde 6.400 iso değerinde çekim yapıp bunu 32.000 iso değerinde çekmiş gibi PS da düzenlemek mümkün…
Doğrudan kademeli olarak yüksek iso testi yapma imkanım olmadı ancak dediğim gibi bir çok durumda iso performansı yeterli ve başarılı sonuçlar verdi. Kendi kullandığım Nikon D7100 gövdede otomatik iso ayarını kullanmaya cesaret edemezken Fujifilm X-H1 de çoğu defa otomatik iso ayarında çekimlerimi yaptım. İso performansı güven veriyor.
Alageyik, 400mm, 1/500sn f/5.6 iso:2500. Fujinon 100-400mm
AF Hızı ve Doğruluk
Kuş ve yaban hayat fotoğrafçılığında en önemli mesele fotoğraf makinenizin hızlı ve doğru netleme yapabilmesidir. Hatta hızlı gelişen ve sürekli hareket eden konularda konu takibi ve netliğin anında yeniden yapılabilmesi gereklidir. Fujifilm X-H1 bu noktada açıkçası beklediğimden daha iyi performans ortaya koydu. AF hızı bir çok durumda çok hızlıydı. Özellikle objektif öncesinde çok yakını veya çok uzağı netler vaziyette kalmamış ve konuya yakın bir aralıkta ise deklanşöre basar basmaz konuyu yakalayıp netlemeyi anında başarıyor.
325 adet netleme noktası işini iyi yapıyor. Af noktası seçmek ve değiştirmek hızlı ve kolay yapılabiliyor. Özellikle kuş fotoğrafları çekerken tek nokta AF daha kullanışlı olduğu için bunu tercih ettim. AF-C modunda konuyu takip hassasiyeti için 6 farklı hazır ayar bulunuyor. Bu sayede duruma göre istediğiniz hassasiyette netleme ve konu takibi yapabiliyorsunuz.SET 1TemelSET 2Engelleri görmezden gelmekSET 3Hızlanan / yavaşlayan nesnelerSET 4Çerçeveye aniden giren nesneler içinSET 5Kararsızca hareket eden nesneler içinSET 6Kişisel
Ayrıca 3 farklı odaklama yöntemi ile hızı da kontrol edebiliyorsunuz…
Saniyede 14 kare fotoğraf çekme hızına ulaşabilen Fujifilm X-H1 bunu elektronik perde ile yapıyor. Mekanik olarak saniyede 8 kare hızda çekim yapabiliyor. Battery-grip ile 11 kare hıza çıkmak mümkün. Seri çekime ihtiyacınız yoksa hızı 3 kareye kadar düşürebiliyorsunuz.
11 kare hızda çekim yaparken konuyu genelde net bir şekilde yakalamayı başardı Fujifilm X-H1. Uçan kuşları çektiğim denemelerde 11 fotoğrafın ortalama 9-10’u net çıktı. Avlanma gibi dengesiz hareketlerin olduğu konularda ise 11 de 8-9 kare net çıktı. Bence bu sonuçlar çok ama çok başarılı. Seri çekimlerde henüz tamamını net çekebilen aynasız olsun DSLR olsun bir gövde zaten yok. Mutlaka arada netliğin olmadığı görüntüler olur.
İsabet
AF performansı noktasında sadece iki defa karşılaştığım bir durum oldu. Kamera konuyu tespit etmekte ve netlik yapmakta kararsız kaldı ve hiç bir yer net olmadan boşlukta kaldı. Buna bir anlam veremedim ancak çok nadir olan bu durum kullandığım demodan kaynaklı olabilir diye düşünüyorum. Elimde sadece test için 100-400mm objektif olduğundan farklı bir objektif ile deneme imkanı da olmadı. Nihayetinde seri olarak çektiğim tüm fotoğraflarda sonuçtan memnun kaldım. Genel olarak Fujifilm X-H1’in AF performansı çok başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Yaban hayat fotoğrafı çekerken bazen dalların veya yaprakların arkasında kalan bir hayvanı netlemek ve fotoğrafını çekmek oldukça zor olur. Hatta DSLR gövdelerde bazı durumlarda manuel netleme yapmak durumunda kaldığım zamanların sayısı hiç de az değildir. Fujifilm X-H1 ile bir kaç defa böyle durumda çekim yaptım. 325 noktadan sadece bir tanesini seçerek ve biraz dikkatle netleme yaparak konuyu yakalamak mümkün oldu. Yine manuel netleme ihtiyacı hissettim ancak aşağıda değineceğim titreşim önleme sistemi (IBIS) çok iyi çalıştığı için kamerayı sabit tutup bir kaç deneme ile istediğim doğru netlemeyi elde edebildim. Manuel olarak netleme ihtiyacı böylece ortadan kalkmış oldu.
Yaban Tavşanı – iso: 3.200 f/5.6 1/18sn 400mm. Elde çekim. Fujinon 100-400mm
Titreşim Önleme Sistemi – IBIS
Fujifilm X-H1 modelinde IBIS adı verilen 5 eksenli görüntü sabitleme sistemi bulunuyor. Üç adet eksenel ivmeölçer, üç adet eksenel döner sensör ve bir çift işlemci ile kontrol edilen bu sistem sensörün 5 farklı yönde hareket etmesini sağlayarak yaklaşık 5 stop avantaj sağlıyor. Yaptığım çekimler süresince sistemin çok iyi çalıştığını gördüm. Özellikle yukarıda paylaştığım fotoğraflara dikkat edilecek olursa; yaban tavşanı fotoğrafı 1/18sn gibi düşük bir enstantane değerinde elde çekim ile yakalandı. Aynı şekilde en üstteki erkek alageyik fotoğrafı da yine elde çekimde 1/20sn gibi normalde net fotoğraf elde etmenin mümkün olamayacağı bir enstantane değerinde alındı. Bir de bu çekimlerin 100-400mm gibi tele objektif ile yapıldığı düşünüldüğünde IBIS sisteminin çok başarılı olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Fujifilm X-H1’in en başarılı bulduğum özelliklerinden birisi IBIS oldu.
Video Kalitesi
Fujifilm X-H1, 4K video kaydı yapabilen ve markanın ağırlıklı olarak video çekimi üzerine ürettiği bir model. 24p, 25p ve 30p hızlarında 4K video kaydı yapabiliyor. Bu kayıtlar da 200Mbps veri aktarım hızı ile gerçekleştiği için oldukça kaliteli sonuçlar vadediyor. Bir çok model 100-150Mbps sınırında kalırken 200Mbps dosya boyutunun desteklenmesi X-H1 için bir artı.
Fujifilm X-H1, 1920×1080 çözünürlükte normal hızlarda çekim yapmanın yanında 100p/4x veya 120p/5x hızlarda slow motion (ağır çekim) kayıt da yapabiliyor. Bu ağır çekim kayıt süresi 6 dakika ile sınırlı. Ancak bu süre de yeterli. 4K video kaydında da süre 20dk. Harici battery-grip ile bu süre 30dk ya kadar uzatılabiliyor. 4GB sınırını geçse de çekime devam ediyor.
Fujifilm bu modeli ile video olayına çok daha ciddi bir biçimde eğilmiş. Sinematik çekimler için geniş dinamik aralık ve yumuşak renklerden oluşan bir formata ihtiyaç duyulur. Uzun zamandır Sony S-Log, Canon C-Log, Panasonic V-Log gibi kayıt formatlarını kullanıcılarına sunuyor. Fujifilm de X-T2 modeli ile ilk kez F-Log formatını kullanıcılarına sunmuştu. Bu sayede post prodüksiyon aşamasında özellikle renk için çok geniş bir esneklik sağlanmış oldu.
Şimdi ise Fujifilm, X-H1 modeli ile ilk defa ETERNA film benzetimini de F-Log ile birlikte kullanıcılarının beğenisine sundu. ETERNA uzun yıllar sinema sektöründe sevilerek kullanılmış negatif filmin adı. Artık Fujifilm X serisi ile ETERNA film tonlarını, Log çekim yapmak isteyenlere bir Lut paketi olarak yeniden sunuyor. Bu sayede sevilen ETERNA tonlarını yakalamak mümkün. Yumuşak renkler ve daha fazla detay saklayan geniş dinamik aralık ile sinematik işler yapmak isteyenlere güzel bir alternatif olmuş.
Kullanım ve Performans
Fujifilm X-H1 genel anlamda hemen hemen her tür çekim için optimize edilmiş hibrit bir gövde. Hibrit dememin sebebi 30dk boyunca 4GB sınırlaması olmadan kesintisiz video kaydı yapabilmesinden dolayı. Yani bu gövde hem fotoğrafçılar hem de sinemetik çekim yapmak isteyen video tutkunlarına hitap ediyor. Özellikle Fujinon sinema lensleri ile film üretimi bambaşka bir boyuta ve keyife ulaşabilir.
Fujifilm X-H1 modelini profesyonel ve ileri seviye amatör kullanıcılar severek kullancaktır. Fujifilm X-H1 her tür çekim için üretildiğinden tam olarak şu alanda öne çıkıyor demek biraz zor. Bu nedenle özellikle tek bir alanda profesyonel iş yapan bir kişi için ilk akla gelen model olmayabilir. Ancak çok yönlü olmayı seven ve bir çok farklı alanda iş üretenler için ise piyasada az sayıda bulunan ürünlerden birisi.
En yakın rakipleri Olympus OM-D E-M1 Mark II ve Panasonic GH 5 ile oldukça rekabetçi özelliklere sahip. Fotoğrafçılık anlamında AF performansı ve görüntü kalitesi olarak her iki modelden daha başarılı. Video performansı anlamında ise Panasonic GH 5, 4K da 60p hız ve 4:2:2 10 bit çıkış ile bir adım önde duruyor. Fujifilm 200Mbps veri boyutu sağlamasının yanı sıra video üzerine ağırlık verdikçe 4:2:2 çıkış formatını sunması olmazsa olmaz bir zorunluluk bence. Özellikle F-Log ile çok daha detaylı ve eşsiz görüntü kalitesine ulaşılacaktır.
Video ile fotoğraf ayarlarının benzer olması iki çekim arasında hızlı bir şekilde değişim yapmayı kolaylaştırıyor. Bu durum hız sağladığı gibi hata riskini de azaltıyor. Kullanıcı dostu bir yaklaşım. Deklanşör yukarıda da bahsettiğim gibi çok hassas. Vido kaydı da yine deklanşöre basarak başlayıp bitiyor. Bu nedenle kazara deklanşöre dokunmak videoyu farkında olmadan başlatmaya veya bitirmeye neden olabilir.
Pil Ömrü
Aynasız fotoğraf makinelerinin en önemli sorunlarından birisi maalesef kısıtlı pil ömürleri. Fujifilm X-H1 de bundan nasibini alanlardan birisi. Tek pil ile bir çekim gününü bitirmek maalesef mümkün değil. Özellikle video ağırlıklı çalışacaksanız yedekte 2-3 pil bulundurmanızı tavsiye ederim. Bana gelen test ürününde battery-grip olduğu için fazladan 2 pilim daha vardı. Fujifilm X-H1 kendi içerisindeki pili ve battery-grip içindeki 2 pili ayrı ayrı kullanabiliyor. Bu sayede tek seferde 3 adet pil ile günü tamamlayabiliyorsunuz. 3 pil ile tüm gün rahat rahat çekim yapabildim. Ancak dediğim gibi tek bir pil asla yetmez 🙂
Sessiz Deklanşör
Fujifilm X-H1 ile çok sessiz bir şekilde çekim yapabiliyorsunuz. Bu en sevdiğim özelliklerden birisi oldu. DSLR gövdelerde sesiz çekim modları olsa da bu yine de yeterince sessiz olmuyor. Ayrıca seri çekim hızından da fedakarlık yapmanız anlamına geliyor. Ancak Fujifilm X-H1 ile saniyede 14 kare elektronik veya 11 kare mekanik perde ile çekim yapsanız dahi çok çok sessiz bir çekim garanti.
Kuş ve yaban hayat fotoğrafçılığında gizlilik ve sessizlik çok önemli olduğundan bu özellik çekimlerde çok işime yaradı. DSLR gövdelerin deklanşör sesi nedeniyle yakınıma gelen kuşların daha ilk kareden sonra kaçması oldukça sık olan bir durum. Fujifilm X-H1 ile bu sorun olmadı.
FUJINON XF100-400mm F/4.5-5.6 R LM OIS WR
Bu tele objektif hakkında uzun uzun yazmak isterdim ancak doğrudan objektifi test etmediğim için kısaca bahsetmek istiyorum. Hali hazırda Fujifilm’in 400mm sınırına ulaşan tek tele objektifi bu model. Dolayısıyla Fujifilm kullanıcılarının uzak konuları fotoğraflamak için başka bir seçeneği şimdilik yok. APS-C sensör yapısı sayesinde 100-400mm odak uzaklığı 150-600mm odak uzaklığına eşdeğer olarak kullanılabiliyor.
Objektif kullanışlı ve nispeten küçük boyutlarda. 1,375g ağırlığa sahip ve 77mm filtre çapı sunuyor. 14 grupta 21 elemandan oluşan objektifte; 5 adet ED ve 1 adet Süper ED kaplamalı optik eleman bulunuyor. Ayrıca ön kısımdaki mercekte bulunan flor kaplama sayesinde su tutmama ve kolay temizlenme özelliği sunuyor. Objektifin en yakını netleyebildiği mesafe 1.75m. Objektifte ayrıca 12 noktadan mühürleme yapılmış. Bu sayede suya ve toza dayanıklı.
Sonuç ve Değerlendirme
Detaylı ve biraz da uzun bir test yazısından sonra konuyu toparlamak ve özellikle kuş ve yaban hayat fotoğrafçılığı bağlamında bir değerlendirme yapmak gerekirse;
Fujifilm X-H1 harika görüntü kalitesi, toza ve suya dayanıklı sağlam yapısı, kullanımının kolay olması, f-Log Eterna 4K video kaydı, 5x slow motion Full HD kaydı, sessiz deklanşörü, hızlı ve doğru AF yeteneği, başarılı iso performansı, bol seçenekli Fujinon objektifleri, geniş ve parlak vizörü, harika çalışan titreşim önleme sistemi ve 14 fps çekim hızı ile her alanda kullanışlı ve verimli bir fotoğraf makinesi. Tüm bu özellikleri onu aynı zamanda ileri seviyede yetenekli bir yaban hayat fotoğraf makinesi de yapıyor.
Pil ömrünün kısa olması, nispeten ağır gövdesi, kısıtlı hareket sunan LCD ekranı, diyafram öncelikli modun filimli makineler zamanındaki gibi objektif üzerinden sağlanabiliyor olması, sadece 8 bit’de kalan 4:2:2 video çıkışının olmaması ve tampon bellek kapasitesinin 28 kare ile sınırlı olması ise Fujifilm X-H1’in zayıf kalan yönleri. Yaban hayat çekimlerinde özellikle daha hareketli LCD ekrana ve daha yüksek kapasiteli tampon belleğe ihtiyaç duydum.
Küçük Karga – f/5.6 1/550sn iso: 200 400mm. Fujifilm X-H1 + Fujinon 100-400mm
Objektif olarak özellikle yaban hayat çekimleri için 300mm f/2.8, 200-500mm, 500mm f/4 gibi daha ciddi kalite ve seviyede objektiflere ihtiyaç var bence. Zira rakiplerinde bu objektifler olduğu için ve özellikle DSLR gövdelerde Sigma objektif avantajı da bulunması nedeniyle yaban hayat fotoğrafçıları Fujifilm seçimine tereddütle yaklaşacaklardır. Ancak tele objektif sınıfında yukarıdaki gibi veya daha farklı tele objektifler çıktıkça bu durum değişecektir diye düşünüyorum. Hatta Fujifilm yetkililerine 300-600mm f/5.6 objektif çıkartın, ilk alan ben olacağım demiştim 🙂
Sonuç olarak Fujifilm X-H1 fotoğraf makinesi oldukça gelişmiş ve yeterli özelliklere sahip tüm fotoğrafçılık türlerine hitap eden tam donanımlı bir makine. Yaban hayat ve kuş fotoğrafçılığı için de amatör ve ileri seviye kullanıcılar 100-400mm ile keyifle ve severek kullanacaklardır. Profesyonel anlamda daha detaylı portre, manzara ve moda çekimi gibi daha ciddi işler için fotoğraf makinesi arayanlar kroplu sensör nedeniyle kısıtlılık yaşayabilirler. O nedenle orta format Fujifilm GFX 50s düşünülebilir.
コメント