Ak Kuyruklu Kartal’ın fotoğrafını çekmeyi ne kadar çok istediğimi önceki Şah Kartal yazımda anlatmıştım. Ak kuyruklunun iyi bir fotoğrafını çekmek takıntı olmuştu 2012-2013 yılı döneminde. Zira çok uzaktan yıllar önce bir kere fotoğrafını çekmeyi başarmış ve bu nedenle de artık yakından hem izlemek hem de fotoğraflamak istemiştim. Kartallar içerisinde en karizmatik ve yakışıklı bulduğum kartal; Ak Kuyrukludur. Kendisiyle ilk tanışmam Erzurum’da olmuş ancak yakından görmek ve fotoğraflamak Bolu’da nasip olmuştu.
Önceki yazımda detaylarını aktardığım Akbaba Lokantasında oldukça cesur olması ve mekanı neredeyse hiç terk etmemesi neticesinde uzun uzun kendisini izleme ve fotoğraflama fırsatım oldu. Hem de yaklaşık 7 saat boyunca neredeyse aralıksız izleme ayrıcalığıyla… Her ne kadar büyük bölümü öğle ışığına ve sonrasında ters ışığa denk gelmiş olsa da fotoğraflamak kadar izlemek de keyifliydi. Hele tam karşıdan gelişini geç farkettiğim ve son anda önümdeki tüm camı kapatan devasa kanatları ile kamuflajın üzerine konması yokmuydu, dev kanatların oluşturduğu uğultu ve rüzgarın nasıl bir heyecan ürettiğini tarif etmek mümkün değil.
Ak Kuyruklu Kartal’ın diğer bir adı Deniz Kartalı. Deniz Kartalı daha genel bir isim ve farklı türleri içerisinde barındırıyor. Ak Kuyruklu Kartal’ın deniz kartalları arasındaki ismi Bayağı Deniz Kartalı’dır. Atmacagiller (Accipitridae) sınıfından olan Ak Kuyruklu, Haliaeetus cinsindendir. Bu cinste Afrika Balık Kartalı, Ak Karınlı Deniz Kartalı, Steller Deniz Kartalı, Kel Kartal, Madagaskar Balık Kartalı, Pallas Balık Kartalı ve bizim kahramanımız Beyaz Kuyruklu Kartal bulunmaktadır.
Ak Kuyruklu: Çok iri ve hantal, kanatları bir akbaba gibi geniş ve paralel, kafa ve boyun tüyleri gri kahve, uç kısımları açık renkli, üst tarafın diğer bölgeleri koyu gri kahverengi, kuyruk kama gibi olup temeli kahve, diğer kısmı beyazdır; gaga gençlerde koyu kemiksi gri-siyah, erişkinlerde soluk sarı ve oldukça iridir; ayaklar erişkinlerde açık limon sarısıdır, tırnakları parlak siyah, çok uzun ve kıvrıktır; iris erişkinlerde soluk-parlak açık sarıdır. Ak Kuyruklu, Avrupanın en iri kartalıdır ve suya bakan ormanlarda yaptığı yuvalarda kuluçkaya yatar. Deniz ve nehir kenarlarında, büyük göllerde; sıklıkla kayalık tundralarda, orman, çöl ve dağlarda yaşar. Kayalar ve yüksek ağaçlarda yuva yapar. Uzunluğu ortalama 90cm, kanat açıklığı; 200-240cm arasında ve ağırlığı ise 4-6.5kg arasında değişmektedir. (Kaynak TRAKUŞ)
Yukarıdaki bilimsel verilerden sıkıldıysanız şimdi biraz da çekim sırasında nelerin olduğundan bahsedeyim ki yazıya biraz heyecan gelsin 🙂 Akbaba Lokantasındayım. Kızıl Şahinler ve Şah Kartallar beslenmeye devam ederken ciddi boyut farkı ve karizmasıyla sahneye Ak Kuyruklu geldi. İlk etapta biraz uzak bir noktaya konarak etrafın güvenli olup olmadığını anlamaya çalıştı. Uzun süren bu asayiş kontrolünden sonra hızla gelip hiç konmadan bir tavuğu pençeleri ile kaptığı gibi uzaklaştı. Sudan balık avlama konusundaki ustalığını bir kez daha konuşturmuşdu. Bu sahneler nerede o zaman dediğinizi duyar gibiyim. Ama etrafı o kadar uzun süre izledi ki ben de önümdeki Şah Kartala konsantre olmuşken birden bir gölgeyi farkettim ve ne olduğunu anlayıncaya kadar ayağında tavuk ile Ak Kuyrukluyu giderken gördüm. Yukarıdaki ilk fotoğraf işte bu gidiş anından 🙂
Tabiki o kadarcık et, dev kartalımızı doyurmadığından kısa süre sonra tekrar beslenmeye geldi ve bu defa ilki kadar çekingen değildi. Oldukça yakın bir mesafeye inerek beslenmeye başladı. İşte bu dakikadan sonra akşama kadar lokantayı terk etmedi. İri başı ve en az başı kadar büyük güçlü gagası ile beslenme anını izlemek çok keyifliydi. Yetişkin bir insan pişmiş bir tavuğu kaç dakikada yiyebilir ? Bu yakışıklı kartal bütün bir tavuğu kemikleri ve tüğleriyle beraber sadece 3 – 5 dakikada miğdeye indirmeyi başarıyor.
Saksağanlar, kuzgunlar ve diğer kargalar sürekli olarak kartalları rahatsız ediyorlar. Ancak gördüğüm kadarıyla kartallar bu şebeklerle pek ilgilenmiyor ve işlerine konsantre oluyorlar. Bir çırpıda pençeleri ile yaşamlarına son verebilecekleri halde tüylerini çekiştirdikleri durumlarda bile gayet sakin bir şekilde beslenmelerine devam ediyorlar.
Güneş iyice yükselip öğle vakti kendisini hissettirince kuşların da hareketleri yavaşlamaya başlıyor. Ortamdaki kuş sayısı da azalıyor. Ak Kuyruklu ise hala mekanda… Öğle yemeğini az önce yediği için biraz kestirmek istiyor. Güneş ısısını iyice arttırdığı için Ak Kuyruklu, kanatlarını açık tutarak vücuduna 90 derece açıda bekletip serinlemeye çalışıyor.
Gün ilerleyince önümdeki beslenme alanı artık ters ışığa düşmüştü. Dolayısıyla her ne kadar Ak Kuyruklu alanda olsada çekim şartları olumsuz bir hal almıştı. Tam bir ters işık da olmadığı için silüet tarzı çekimde mümkün değildi. Bende her defasında sabırla bekleyip başının hareketlerini dikkatle izledim. Başını sağa sola hareket ettirdikçe ışık bazen gözbebeğine geliyor ve gözündeki o parıltıyı gördüğüm anda basıyorum deklanşöre. Yer yer kargalar ve kuzgunlarla kavgalarını çekiyor, yer yer de video kaydı yapıyorum. Yaklaşık 7 saat süren bu görüntü avcılığını aşağıdaki son kare ile noktalıyorum. Ak Kuyruklu Kartal’ın boyutlarını anlamamızı kolaylaştıran bilindik boyutlarıyla saksağan kompozisyona destek oluyor.
Fotoğraflarda iki ayrı birey Ak Kuyruklu var. Birisinin rengi daha koyu iken diğeri daha açık ve küf rengine daha yakın. Her ikisi de genç. Erişkin bireyin o sarı gagası ile güzel fotoğraflarını çekip paylaşmayı da çok isterdim. Ancak tabi ki her şey istediğimiz gibi olmuyor. 2013 yılının Eylül ayında çekilen bu görüntülerden sonra 2014 yılında lokantada bir çok değerli fotoğrafçı arkadaşım erişkin bireylerin fotoğraflarını almayı başardı. Darısı başıma… 🙂 Sonraki yazıda görüşmek üzere…
Комментарии