Doğunun nadide güzelliklerinden biri de üzerinden güneşin hiç eksik olmadığı Van şehridir. Kış aylarında dahi güneş hep yüzünü gösterdiği için Güneşin Batmadığı şehir anlamında Tuşba Şehri denmiştir Van’a. Van 1700 lük rakımına rağmen ülkemizin en büyük gölünü bünyesinde saklamaktadır. Gölün şehre ve bulunduğu bölgeye katkısı oldukça fazladır. Gölün doğu kıyısından güneşin batışını izlemek ayrı bir güzelliktir, zira gölün büyüklüğü nedeniyle tıpkı denizlerde olduğu gibi güneş gölün sularına gömülür gibi batmaktadır.
Van Gölü’nün suyu sodalı olduğu için gölde sadece İnci Kefal adında bir balık türü yaşamaktadır. Balık sayısı oldukça fazla olan gölde düzenli olarak balık avcılığı yapılmaktadır. Çok kılçıklı olduğu için özel bir yöntemle pişirilen balık usta ellerde çok lezzetli bir hal alıyor. İnci kefaller her yıl haziran aylarında yumurtalarını tatlı suya bırakmak için temiz su kanallarına akıntının ters yönünde akıl almaz bir göç yaparak bir efsaneye imza atıyor. Belgesellerde izlediğimiz somon balıklarının göçünü andıran bu harika olay İnci Kefallerin neslini sürdürebilmeleri için çok önemli. Zira yumurtalar sodalı suya dayanamıyorlar.
Van Gölü uzaydan görünen şekli ile canavara benzediği için Van Gölünde canavar olduğu iddaları dahi dillendirilmişti. Uzun bir süre gündemi işgal eden bu iddalar nedeniyle yıllarca gölde canavar arandı ama henüz canavarı bulan olmadı. 3.712 km kare yüz ölçümüne sahip olan gölün en geniş yeri 125 km dir. Gölün en derin noktası ise 451m olarak tespit edilmiştir.
Tuşba Şehri Van’da bir çok kültüre ve dine ait tarhi eserleri ve mimari yapıları görmek mümkün. Mimar Sinan’a ait Hüsrev Paşa camiinden Ermenilere ait Akdamar Kilisesine kadar çok değerli eserleri bir arada görmek mümkün. Şehri yüksek bir noktadan izlemeye imkan veren Van Kalesinde M.Ö.’sine ait bir çok eserin yanı başında Ermeni ve Selçuklu dönemlerine ait eserleri de bir arada görmek mümkün.
Hoşap Kalesi
Van Gölü üzerinde 4 tane ada ve bu adalardan üçünde kilise bulunmaktadır. Bu kiliselerden Akdamar Kilisesi 2011 yılından bu yana her yıl yılda bir kez toplu ayine açılmış durumda bulunuyor. Ermenilere ait olan kilise yılda bir kez hıristiyanların ibadeti nedeniyle en kalabalık gününü yaşıyor. Yöre halkınında bu ayine ilgisi büyük. İkinci bir ada olan Çarpanak adasında da Çarpanak kilisesi bulunuyor. Ancak bu kiliseye hem ulaşım daha zor hem de ibadete ve turizme açık değil. Çünkü bu ada martıların başlıca üreme merkezlerinden birisi konumunda. Binlerce martı burada adanın kıyı kesimlerine yumurtalarını bırakıyor.
Akdamar Adası ve Kilisesi
Çarpanak Adası ve Kilisesi. Karşıda Süphan Dağı
Akdamar Kilisesi
Çarpanak Kilisesi
Akdamar Kilisesinde Ayin
Van Gölü ve çevresinde bulunan Erçek Gölü, Keşiş Gölü gibi göller kuş popilasyonu olarak oldukça zengin bir yapıya sahip. Van’da 213 kuş türünü gözlemlemek mümkün. Bu Türkiyede bulunan toplam kuş türü popilasyonunun yarısı demek. Özellikle Erçek Gölü adeta bir kuş cenneti gibi. Her yıl binlerce flamingonun uğradığı bu gölde nerdeyse 190 türü görmek mümkün. Daha sonra Erçek Gölü ile ilgili bir yazı kaleme almayı planladığım için şimdilik bu kadar ile iktifa ediyorum 🙂
Van, anlatmak ile bitirebilecek bir yer değil. Burada çok yüzeysel olarak değindiğim bu güzel şehri gelip görmek lazım. Yaşadığım yıllara küçük bir vefa sadedinde yazdığım bu yazımı burada noktalayarak, sizi fotoğraflarla baş başa bırakıyorum. Sağlıcakla kalın…
Comments